2 Ağustos 2012 Perşembe

Bel ağrısı ciddiye alınmalıdır





Bel ağrısı bir hastalık mıdır yoksa başka bir hastalığın belirtisi midir?
Bel ağrısı, farklı hastalıkların sonucunda görülebilen bir belirtidir. Bel ağrısı anatomik olarak bu bölgede bulunan her yapıdan kaynaklanabilir. Örneğin kaslar, disk, bağ dokuları eklem ve kemiler ağrı kaynağı olabilir. Bel ağrısı kireçlenme veya fıtıklara, beldeki mekanik zorlanmalara, omurgayı tutan romatizmal hastalıklara, infeksiyöz yani iltihabi bazı hastalıklara, osteoporoz gibi metabolik hastalıklara, kansere, yumuşak dokulara bağlı (fibromiyalji veya miyofasiyel ağrı gibi) veya iç organlardan köken alan bazı hastalıkların belirtisi olarak karşımıza çıkabilir. 

Bel ağrısının görülme oranı nasıldır?
Bel ağrısı istatistiklere göre üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra toplumda 2. sırada görülen bir sağlık sorunudur. 

Bel ağrısına yol açan etkenler nelerdir?
Bel ağrısında risk faktörleri açısından son yıllarda mesleksel faktörler ve bireyin genetik yapısı ön plana çıkmaktadır. Özellikle ağır bedensel iş gücü gerektiren işler, uzun süreli oturma ve araç kullanma gerektiren işler riskli olarak kabul edilmektedir. Ağır bedensel zorlanma gerektiren işlerde çalışma süreci uzadıkça bel ağrısı sıklığı da artmaktadır. Ayrıca psikososyal faktörler kesinlikle bel ağrısına yol açmakta veya geçmesini önlemektedir. 

İstatistikler kadınlarda görülme sıklığının daha çok olduğunu gösteriyor. Bunun nedeni nedir?
Bel ağrısı pek çok faktörden etkilenebilmektedir ve ağrı değerlendirilmesi, ölçülmesi zor hastalıklardan birisidir. Kadınların ağrı semptomlarını daha çok tanımladıkları ve vücutlarından kaynaklanan problemlere karşı daha duyarlı oldukları öne sürülmüştür. Ayrıca kadınlarda osteoporozun daha sık görülmesi ve kadınlardaki kas kütlesinin erkeklere göre daha zayıf olması sık görülmesini açıklayabilir. Ancak bugüne kadar yapılan birçok başka çalışmada da kadınların aksine erkeklerde bel ağrısının daha sık görüldüğü bildirilmiştir. 

Bel ağrılarının seyri nasıldır?
Bel ağrısı altta yatan hastalığa göre değişik seyir gösterebilir. Örneğin yaş ve deformasyona bağlı ağrılarda, hareketle, yüklenmekle ve yol yürümekle ağrı artar ve dinlenmekle geçer. Kemik tümörlerinde geceleri artan ve aktiviteye çok bağımlı olmayan ağrılar olur. Omurilik tümörlerinde ağrının yanında ağır felç ya da idrar, büyük abdest kaçırma durumları olabilir. Ancak bu bulguları ileri derecede sinir basısı olan her durumda da görebiliriz. Bazen hafif duyu kusurları ya da uyuşmalar bazen de yanmalar görülebilir. Her hastalığın seyri farklı olduğundan hızlı ilerleyen hastalıklarda bu saydıklarımız bir kaç gün içinde ortaya çıkabilir ama yavaş seyreden hastalıklarda bu bulguların görülmesi aylar ya da yıllar alabilir.

Bel ağrısı yaşamamak için neler yapmak gerekir? 
Gün içindeki aktivitelerimizde bazı noktalara dikkat etmek belimizin zedelenme riskini azaltır. Öne eğilirken dizlerimizi bükmek, kaldırma işlemlerini yavaş yapmak, kaldırılacak nesneleri vücudumuza yakın tutmak, yükleri simetrik taşımaya çalışmak gibi bazı basit önlemler alınabilir. Vücut ağırlığının yüzde 30 undan fazlasını kaldırmak biyomekanik olarak kesinlikle sakıncalıdır. Sigara içenlerde omurlar arasındaki disklerde beslenme bozukluğu oluşmaktadır. Bu nedenle sigara içilmesi bel ağrısına zemin hazırlamaktadır. Bel ağrısına yatkın bireylerin bel ağrısı açısından riskli olan hemşirelik, ağır vasıta sürücülüğü gibi mesleklerden kaçınmaları uygun olacaktır. Egzersizler özellikle yüzme ve yürüme ile sırt ile karın adalelerini güçlendirici egzersizler yapmak bel kaslarını güçlendirdiği için çok faydalıdır. 

Bel ağrısının yaşandığı hangi durumda tıbbi bir tedavi yöntemi zorunludur? Ve hangi noktada doktora gidilmelidir?
Her türlü bel ağrısında eğer ağrı 2–3 günden fazla devam ederse hafif olan ağrı şiddetlenirse, ayakta ve veya bacakta güç kaybı, his azalması, yürüyememe, dengesizlik, idrar büyük abdest kaçırma gibi durumlar ortaya çıkarsa mutlaka doktora gitmek gerekir.
Ayrıca ateş yükselmesi, kanser, kemik ermesi gibi başka hastalıkları olanların da vakit kaybetmeden tıbbi tedavi görmeleri gerekir. 
Bel ağrısı ile hasta bize başvurduğunda ağrısının hangi hastalıktan kaynaklandığının belirlenmesi tedaviye ve tedavinin şekline karar vermemizde temel etkendir. 

Halk arasında bilinen çektirme yöntemi tedavi için doğru bir yöntem midir? Değilse ne tür sonuçlara yol açabilir?
Bu tarz uygulamaların kalıcı bazı problemlere yol açabildiğini gözlemliyoruz. Ani gelişen güç kayıpları bu tür uygulamaları takiben izlenebilir ve acil cerrahi girişimi zorunlu kılabilir. Bel çekilmesi sonucunda en sık gördüğümüz sorunlar ani ve şiddetli ağrı, ayaklarda felç, idrar veya büyük abdest kaçırma ve cinsel güç kaybı ya da erkeklerde ereksiyonun kaybedilmesidir. 

Bel ağrısı tedavi edilmediğinde nelere yol açabilir?
Bu altta yatan hastalık ile ilişkilidir. Örneğin prostat kanserine bağlı kemik tutulumu olduğunda ve hasta bu belirtiyi dikkate almadığında hastalığın ileri bir aşamada fark edilmesi söz konusu olabilir. Kemik erimesine (osteoporoza) bağlı kırıkları olan hastada kırıkların tedavisiz kalması yeni kırıklara zemin hazırlayarak bel ağrısının ve deformitelerin kalıcı olmasına neden olabilir. Aynı şekilde yukarıda da saydığımız gibi ayakta veya bacakta güç kaybı ve felç, his azalması, yürüyememe, dengesizlik, idrar büyük abdest kaçırma, cinsel fonksiyon kaybı gibi durumlar oluşabilir.

Bel ağrısının şişmanlıkla ilişkisi nedir? Tedavisi için tek yol zayıflamak mıdır?
En doğrusu ani ve hızlı kilo alanlarda bel ağrısı ile daha sık karşılaşıldığıdır. Şişmanlığın bel ağrısını arttırdığını gösteren yayınlar vardır ama tam tersine belirgin bir etkisi olmadığını söyleyen yayınlar da vardır.

Hareketsizlik bel ağrısına neden olur mu?
Hareketsizlik tüm kas iskelet sisteminde birkaç hafta gibi kısa sürelerde bile negatif yönde etki etmektedir. Kemiklerin ve kasların zayıflamasına neden olmaktadır. Bu nedenle hastalarımızı mümkün olan en kısa sürede ayağa kaldırmayı ve gündelik işlerine döndürmeyi amaçlıyoruz. Ani bel ağrısı nedeni ile istirahat önerilse bile bu 3–4 gün gibi kısa süreli olmaktadır. Eski yıllardaki gibi aylarca süren yatak istirahatı uygulamaları güncelliğini yitirmiştir.

Egzersiz yapmak bel ağrılar için önemli fayda sağlar. Egzersizler ağrıyı azaltarak, gergin kasların uzamasına neden olarak, zayıf kas gruplarını güçlendirip omurgaya destek sağlayarak, duruşu düzeltir ve omurganın üzerindeki mekanik yüklenmeyi azaltırlar. Yine aerobik egzersizler olarak adlandırılan kondisyonu arttıran egzersizlerin de bel ağrısı açısından olumlu etkileri bulunmaktadır. 

Bel ağrısının başka bir hastalıkla, örneğin romatizmayla ilişkisi var mıdır?
Omurgayı tutan bazı romatizmal hastalıklar bulunmaktadır. Bunların arasında ankilozan spondilit hastaları ile sık karşılaşmaktayız. Bel ağrısı ayırıcı tanısında mutlaka gözönünde bulundurulması gereken bir hastalık grubudur. Özellikle sabahları bir saati aşan tutukluk (yani hareket ettirmede zorluk) yaşayan, bel hareketlerinin kısıtlandığını hisseden kişilerin bu açıdan incelenmesi uygun olacaktır. Yine romatizmal hastalıklara bağlı bel ağrısı varlığında diğer eklemlerde kızarıklık, şişlik, sıcaklık, deri döküntüleri ve ailede romatizmal hastalık öyküsü açısından dikkatli olmak gerekir. Çünkü bu hastalıkların varlığında uzun süreli ilaç tedavisi, belli egzersiz programları gerekebilmektir.

Bel ağrısında ağrıyan bölgeye buz kullanmak acıyı azaltan bir şey midir, yoksa zararlı mıdır?
Soğuk tedavisi ağrı ve kas spazmını azaltmak amacı ile uygulanabilir. Bu tür uygulamalar fizik tedavi yaklaşımlarının içinde yer almaktadır. 


kaynak:sağlık ansiklopedisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder